ÖZDERE’nin LAMBUKA AVCISI, NİYAZİ USTA
- denizcimimar
- 24 Ara 2022
- 5 dakikada okunur
ÖZDERE’nin LAMBUKA AVCISI, NİYAZİ USTA

(Fotoğraf: Ömür ATİLA – Niyazi Usta’ nın Lambuka merası)
Uzun yıllardır LAMBUKA balığı için kıyı olta avcılığı yapan Niyazi DEDEBAŞ, Özdere kıyılarındaki namını bilen bilinir.
Yılların tecrübesiyle kendisine özgü tekniklerini geliştirerek bir koy içinde hatta düz bir sahilden hatrı sayılır büyüklükte LAMBUKA avcılığını yapan Niyazi DEDEBAŞ görenleri de adeta şaşırtıyor. Kimileri için kum ve deniz çayırlarının bol olduğu bilinen Gümüldür, Ürkmez, Özdere sahillerinde şaşırtan avlar yaptığına şahit olanlar ise ayakta onu alkışlıyor.

Bilimsel adı (Coryphaena Hippurus) diğer adı ile (dolphinfish – mahi mahi ) diye bilinen tropik suların avcı balıklarından LAMBUKA balığı Atlantik, Pasifik, Hint okyanusu ana vatanı olup, ( 47°N - 40°S, 180°W - 180°E ) koordinatlarında bu Dünya denizlerinde deniz seviyesi (0 m. – 85 m.) metre derinliği aralığında, ama çoğunlukla (0 m.– 5 m. – 10 m.) derinliğinde balıkçıların ağlarına takıldığı bu sahalarda hayatını geçirdiği tecrübe edilmiştir.
Yaşadığı su sıcaklığı ( + 21 / + 30 derece ) aralığında dır. Bugüne kadar Dünya da yakalanmış en büyük boy 210 cm uzunluğa ve 40 kilo ebadındadır.

Lambuka balığının Dünya sularında ki dağılım haritası
Pulsuz, küt kafa yapısı, yeşil, lacivert sarı, mavi renkli gövdesi ile sualtında bakışları üzerine çeker fakat su dışına çıkartılmasıyla renkler hızlıca kaybolur ve gri tonlara döner. Sualtında görüntüsü ile sualtında dikkat çeker oldukça meraklı bir balık olan Lambuka kuyruk yapısıyla oldukça çevik, hızlı ve manevra kabiliyeti üst seviyededir. Kolyoz, izmarit, kefal sürülerine korkusuzca saldırmasıyla bilinen Ülkemiz’ de Akdeniz ve Ege kıyılarında av verdiği Lambuka aslında Süveyş kanalından geçerek kıyılarımıza zamanla ulaştığını da bilmekteyiz.
Sadece Akdeniz ve Ege’de rastlanan bu harika görünüşlü balık ancak araştırmalara göre Süveyş kanalının açılmasından sonra Akdeniz’e geçen Hindistan balığı ve lambuka gibi balıkların doğu Akdeniz’den Ege denizine doğru yavaş yavaş yayılım gösterdiği saptanmıştır. Zaman zaman artık Ege’de rastlama olasılığı ise artış göstermektedir. Eylül ayından itibaren av vermeye başlar. Korkusuz, meydan okuyan tavırları ve saldırgan yapısı ile avcılığı çok zevkli bir balıktır.
Tekne ile avlanırken etrafınızda dolaşan balıklara ve oltadaki balığa korkusuzca yaklaşır. İlk rastlayan balıkçıların lambuka’ nın bu hareketi karşısında seyredip kaldıkları olur. Yakalandıkları zaman sudan metrelerce yukarı fırlayarak, çılgınca hareketlerle büyük direnç gösterirler. Tekneye alındıktan sonra bile dakikalarca çırpınması bitmez. Avı lüferinkine benzer. Yan yüzgeçlerinden boylamasına üst tarafı mavi, lacivert alt tarafında yeşil, sarı görünümlüdür.
Dik inen küt kafasıyla, geniş ve kuvvetli ağız yapısıyla tropikal bir balık görünümündedir. Ege bölgesi dahil bir çok bölgede aslında tanınmaz. Hatta birçok balıkçı böyle bir balığın varlığını bile bilmez. Antalya civarı balıkçıları ve olta balıkçılığını bir yaşam tarzı haline getirmiş, amatör balıkçılıkta uzmanlaşmış kişiler lambukayı iyi tanırlar.
Kıyılara bile korkusuzca yaklaşan lambuka, kefal, sardalye, kolyoz, kalamar, izmarit, istavrit ve gözünün kestiği her balıkla beslenir. Canlı kefal ve izmarit en popüler yemidir. Denizin 100 m. derinliğine kadar yayılım gösterirler.

Su altında Lambuka’ nın gerçek renklerini görebilirsiniz.
Niyazi DEDEBAŞ, ailesinin çiftçilik yaptığı 1940 yılı Ödemiş’in Burgaz köy de doğar.
Ankara da tankçı olarak yaptığı askerliği ardından 9 yıl sonra, eşi Aysel hanım ile 1969 yılında hayatlarını birleştirirler.
İsmail, Elif, Neslihan adlarında üç çocukları olur.
İzmir’ in Menderes ilçesine bağlı Ahmetbeyli mahallesi’ nin mis kokulu narenciye bahçelerinde toprak çiftçilik ile ilgili işlere girerek 1975 yılında bu bölge’ ye yerleşirler ve uzun zaman bu bölgede çalışırlar.
Emekliliğine yaklaştığı yıllar ailesi ile bu kez Özdere sahillerinde 1987 yılında yeni kurulan bir yazlık site’ ye bekçi olarak iş’ e girer. Emekli olunca da önce Özdere de sonraları İzmir Balçova da oturmaya devam eder. Üç çocuk babası Niyazi DEDEOĞLU’ nun 30 yaşındaki kızlarından biri, uzun yıllardır hastalığı sebebiyle vefat eder.
Genç yaş ta kızını toprağa veren DEDEOĞLU ailesi büyükleri her fırsatta acılarına taş basmış bir halde hep deniz ile gönüllerini birleştirirler kâh gözleri ufukta, kâh elleri olta da.
Bugünlerde 79 yaşında olmasına rağmen Niyazi usta ‘ nın en büyük yardımcısı Aysel hanım ile sabırlı bekleyişlerinin mükâfatını deniz onlara çoğu zaman bereketiyle sunmaya devam ediyor. Gün doğumu şafaktan akşama değin sabırlı bir süreç ile deniz kenarında Lambuka’ nın gelişini bekliyorlar hem de yıllardır aynı yerde.

(Fotoğraf: Ömür ATİLA / Aysel & Niyazi DEDEBAŞ saatler süren sabırlı bekleyişleri, gözleri ise gelecek Lambuka balığında.)
Dile kolay 20 yılılın üzerinde sürdürülebilir amatör olta balıkçığı yapan Niyazi DEDEBAŞ’ ın geliştirdiği mütevazı tekniklerini merak edenler bir hayli fazla amatör balıkçı var, gelin tarifini onun anlatımıyla öğrenelim;
‘‘Önceden hazırlıklarımız ile sabah erkenden aynı sahilde tam 20 yıldır aynı kıyıya yol tutuyoruz. Av veren bölge koy içinde kayalık olmayan bir sahilde, deniz altı ise düz kum, deniz çayırlarının da bol olduğu bir bölgedir. Böyle bir yerde balık olur mu demeyin. Lambuka avı sabır avıdır. Sabır eden mutlaka mükâfatını da alır.’’
‘‘Önce Kamit avlamamız gerekiyor.
Kamit bir karışı geçmeyen canlı yavru kefal balığıdır.
Yavru kefal balığını strese sokmadan iğneli olta ile değil sakin ve doğal bir şekilde yakalanmalıdır ve hiçbir suretle zarar görmemelidir. Bir gün için 5 adet Kamit aslında yeterlidir. Çünkü gün sonunda bu Kamitleri tekrar denize salıveriyoruz ki, doğanın dengesine de zarar vermeyelim.’’
‘‘Canlı kamit tutabilmek için öncen matkapla tabanına bir sürü delikler açtığım metal derince büyük leğen kevgirin süzgeç gibi suya batması gerekiyor.. Deliklerin açıldığı çepeçevre leğenin dibine birkaç ekmek ve peyniri iyice harmanlayarak harç gibi sıvazlayıp hamur haline geldikten sonra bastırıp yapıştırıp bir harç tabakası gibi çevresine çepeçevre döşüyoruz.
Leğenin üzerine beyaz büyük tülbent ile gergin bir şekilde ütüsünü örtmeliyiz. Metal leğenin çevresine gerdirerek bu kez kenarlarına şambrel lastiği ile tülbendi metal kenarlığa birleştiriyoruz. Tabi tülbenttin ortası yumurta büyüklüğünde önceden açılmış olmalı. Bu harmanlı karışımı kıyıdan denize doğru birkaç metre götürüp kalça ile diz aralığında bir derinlikte zemine oturtuyoruz ve ortalama 2 – 3 saat sonra 10 – 12 cm uzunluğunda canlı kamitlerimiz böylede 5 – 6 adet metal leğen kevgire girmiş oluyorlar.’’
.
‘‘Takımın hazırlanması şöyle kıyı oltacılığı yaptığım için 3 adet el oltası kullanıyorum her defasında. Her birinin ucunda bir iğne, her birinde 50 gr. kurşun ağırlık ve yine her birinde 3 mantarı birbirine sarıyorum, misina beden kalınlığı 50 – 70 lik beden aralığında tercihim. Gezici kurşun dibe iniyor ve 20 cm önünde ise tek iğne üzerine de canlı kamit ( yavru kefal) takıyorum bir sırt, bir kuyruğuna tabi etine zarar gelmeden takıyorum ki gün sonunda her hangi bir balık gelmez ise oltaya yara almadan denize salıyorum yeniden kamitleri.’’

(Fotoğraf: Ömür ATİLA / Yan yana üç takım, üç kargı ve gömülü üç kazık.)

(Fotoğraf: Ömür ATİLA / Üç takım ve bir yedek önceden hazırlanan Lambuka balığı için takımlar.)

(Fotoğraf: Ömür ATİLA / Her bir takımda olması gereken düzenek).
‘‘Diz kapağı ameliyatı olduğum için riske girip uzunca eğimli yollardan yürüyerek daha sarp kayalıklara çıkmak istemiyorum. Kıyıdan dizime kadar suya girip hazırladığım bu 3 el oltasını uzunca sallayıp açığa doğru atıyorum deniz çayırlarının kumla birleştiği yerin önlerine attığım üç olta belli aralıklarla dizilmiş oluyor. Kıyıda ise yan yana uzunca kargıların üstüne çentik açıp misinayı bu çentikten geçirip 2,5 metre gerisine ikinci bodur ahşap kazıkları zemine çakıyorum ki balık oltaya takıldığında tutabileyim. Çünkü oltaya yakalandığında Lambuka can havliyle daima çırpınarak sudan atlayıp havada parandalar atıyor o an saatler boyu bekleyiş bir an da çabuk hareket etmeye bırakıyor, Lambuka zaten çok çevik ve çok hızlı , her şey bir anda gelişiyor. ‘‘

Lambuka’ nın olta’ya yakalanış anı.
Niyazi usta amatör denizcilere der ki ; ‘‘Yaşım 79 oldu, deniz demek sağlık demek, bizim ilacımız da deniz oldu. Balıkçı dostlara kıssadan hisse gereğinden çok balık tutmasınlar, gösterişten uzak gönül zengini doğaseverler denize saygı duymalılar deniz bir gün verir bir gün vermez. Ama her defasında hırslarına yenilmesinler çok balık tutacağım diyerek değil olmaz azla yetinmesini bilsinler ki gelecek nesillere de bugünün mirasını bizler bırakabilelim, çünkü deniz hepimizin. ‘‘

( Fotoğraf: Ömür ATİLA / Tüm gün sabır ile beklemenin ardından gelen mükâfat. Aysel Hanım ‘ ın ellerinden akşama leziz bir yemeğe dönüşecek. )
Röportaj video : https://www.youtube.com/watch?v=j1mvdxlSP_I
Bir sonraki yazı dizimde görüşmek üzere sağlıcakla kalın…
Ömür ATİLA ( denizci & mimar) araştırmacı yazar.
Fotoğraflar: Ömür ATİLA © Copyright
Comments