top of page

ORFOZ KAPTAN ve İSTANKÖY " (2.BÖLÜM)

Osmanlı devleti hakimiyeti altında olan toprakları arasında, Türklerin yaşamaya başladığı 1523 yılı ile 1912 yıllarına kadar dört yüzyıl hüküm sürmüştür İstanköy' de. Ailemizden gelen, kanımıza karışan yelken, sualtı kısaca deniz aşkı, İstanköy' de filizlenip "ORFOZ KAPTAN" öncesi nesiller de başlar hikayemiz.

Büyük, büyük, dedeleri daha buharlı teknelerin varlığı, hayali ortada yokken Osmanlı döneminde üç direkli yelkenli kadırgaları ile AKDENİZ de CEBERİTARIK boğazına kadar yol almışlar. Fransa, İtalya, Mısır, Tunus gibi çeşit ülkelere ticaret için seferlere gitmiş yelken açmışlar.

Osmanlı döneminde İstanköy adası konum itibarı ile liman olarak ticaret adası olmuş. Tüccarlık yaptıkları yıllarda ticaret mallarını

deniz yolundan Ege, Akdeniz' de pekmez,


tütün, ipek, ķuru üzüm, tekstil, yiyecek, içecek, giyecek gibi farklı ürünlerin ticaretini yapmış yelkenle deniz üstünde hayatlar tüketmişler.


Tüccarlık yaptıkları, "GÜNEŞ" adlı üç direkli kürekli Sefine yelkenlisine kadar bu iş sürmüş sonraları hayatlarına Süngercilik ile devam etmişler.


Sünger avcılığının dönüm noktası olan 1865 yılında Yunanlıların (Sekafonder) yüzeyde hava pompası ile forma dalgıçlığı (Mancorna) yöntemi Osmanlı sularına girmiş, Kangava süngercilik yöntemi yükseliş döneminde denizcilerin yeni iş kapısı olmuştu.


Mustafa AYDOĞMUŞ, nam-ı diyer ismi ile ORFOZ KAPTAN babaannem' in küçüğü, dört çocuklu ailenin tek oğlu olarak İstanköy adasının güney batısında Kefalozbölgesi deniz kenarındaki arazileri içindeki ev de, Mayis 1925' te doğar. Her günü deniz ile iç, içe geçen çocukluk yılları okula başlaması ardından İki yıl Yunan okulunda okur. Mübadele yıllarının yaşandığı günlerde Sünger' de olan babası Kapudan; "ATATÜRK' ün adalarda yaşayan Türk halkının Türk sancağı altında yaşamak isteyenlere "Kapılarım açık, buyursunlar gelsinler" dediğini duyar. Hazırlıklarını yaptığı bir gece eşi Esma hanım, dört çocuğu ile teknelerine binerek her şeylerini geride bırakıp aynı gece Bodrum limanı kale önüne funda demir edip sabahı beklerler.


Sabah Türk sancağı altında akıllardan çıkmayan Ringa balığı, zeytin, ekmek ile sabah kahvaltısı yaparlar. Karaya çıkış ve kayıt işlemleri sonrası Bodrum / Kum bahçe mahallesinde şimdilerde "Zeki MÜREN" müze evi' nin komşu yanındaki evde yaşarlar.


Osmanlı Devleti zamanında kişilerin soyadları yoktu. Kişinin adının yanına baba adı, doğum yeri veya bağlı bulunduğu yer veya boy yazılırdı. Bu durum çeşitli karışıklıklara sebep oluyordu. Soyadı kanunu ile 1934 yılında "AYDOĞMUŞ" soyadını alırlar. Bodrum da 1937 yılında Mustafa Aydoğmuş 12 yaşında babasının yanında Kangava yöntemi ile Forma dalgıçlığı yaparak sünger avcılığına başlar.



.








Ailenin süngerci son üyesi olmuş, hayatını yelken ile dümen suyunda bıraktığı denizlerin atında Ayvalık' tan, Antalya' ya kadar deniz altında yürümüş Ege, Akdeniz de süngerde hayatını geçirmiş babadan oğula devam ettiği o yıllar da sualtı avcılığı ile lakabı "Orfoz Kaptan" olmuştu.














Orfoz Kaptanımız büyüklerinden, geçmişinden aldığı izler ile yaşadığı tecrübelerini yakın ailesine, yeğenlerine, çocuklarına ve sevgili iki oğlu, Savaş ve Saki Aydoğmuş'a, bizlere aktarmıştır. Yıllar sonra İzmir' yerleşip önce Ekiz Zeytin Yağ fabrikasında Sabuncu olarak çalışır. Lakin Özgür ruhu fazla denizden uzak kalmaya dayanamaz ve yaptığı 6,20m. sandal ile İzmir körfezinde unutulmaz bereketli balık avlarına çıkar. Tanıyanların aktırdığı her balığa çıkışı çok bereketli olduğunu her biri 2,5kg 30 Lüfer ile döndüğü yönünde söylemlerini paylaşırlar. Teknesini büyütme kararı alır, karpuz kıç kamaralı (boyu 7,60m. 55hp General motoru) olan ahşap bir tekne yapar ve İzmir Pasaport iskelesinde kıçtan kara bağlanıp ismine "Orfoz Kaptan" yazar.

Pasaport bölgesin de "Yakın Doğu" Acentalığı ilk işini "Fethi Süphi" den alır.




..





İzmir körfezine demirlemiş çeşitli gemilerin personelini, kumanyalarını, teknik ihtiyaçları için karaya köprü olup denizi arşınlamaya başlar.

Talepler artınca kendi işini kurup acenteliğe başlar ve ikinci teknesini yapar. (7,90m. 110hp General motorlu) kamaralı ahşap teknesi "Orfoz Kaptan 2" ile işini büyülttüğünde önce büyük oğlu asker dönüşü 1976 da Savaş kaptan ile devam

Bir yandan bu işler devam ederken Orfoz Kaptan çeşitli yelkenliler ile uğraşmaya başlar hatta İzmir' de ilk Aliağa gemi sökümden aldığı tahliye botlarını yerinde inceler uygun formlu tekneleri seçer, yelken teknesine dönüştürenlerin de ilk başını çeker.




Ardından yetişen küçük oğlu Saki kaptan ile güçlerini birleştiren kardeşler " ORFOZ KAPTAN" isimli bu tekneler ile güçlerine güç katıp omuz, omuza birleşip gece, gündüz, tatil, bayram demeden bu ilk yapılmış küçük teknelerinde 23 yıl çalışırlar.




Mustafa Dayı'mın oğulları tüm işleri göğüsleyip babaları rahata çıktığı dönemlere doğru yıllarca severek kullandığı "DİNÇ" isimli ahşap 8,50 mt yelkenli teknesini yapar. Emeği üzerinde büyük olur, malzemeye zor ulaşılan yıllar hatta yelkenlerini bile kendi evin de diker. "DİNÇ" yelkenlisi ile çoğu kez Ege' ye yelken açar, ve 5 kez arka arkaya Gökova' ya doğduğu, yürüdüğü denizlere tek başına gider, gelir ve son seferini kalben anlaştığı yaşam biçimini benimsediği yeğeni ile. Babam Oktay ATİLA ile yaparlar.


Hatırladığım çocukluk günlerim de Pasaport iskeleye bağlı teknelerinin olduğu yerlere gider önce uzaktan bakardım. Kasarasında lomboz çevresi sarı olan tekneleri kıçtan kara bağlı

ise Orfoz Kaptan da oralarda dır. Teknelerinin hem ustası hem kaptanı olan, kah lombozu, istralyası, elektriği, mekaniği ile uğraştığı işleri inceler, sohbet etmeye çalışır, izleyerek sorularımla maceralarını öğrenmek ister, gittiği denizlerin hayallerini kurardım. Hiç unutmam ilk dümen suyum da "DİNÇ " yelkenlisinde daha boyum kısa şortlu iken İzmir limanına 18 mil uzaklıkta Alman adası yelken seyri ile hocalık yaptığı günlere dayanır. "AYDOĞMUŞ" Kardeşler iş hacimlerini büyültüp boyları 11mt. olan iki tekneyi bünyelerine alırlar. Biri saç tekne diğeri ahşap olmak üzere kendi isimleri ile " SAVAŞ" teknesi ve "SAKİ" teknesi olarak ağabey, kardeş 22 yıl İzmir körfezin 'de ekol olurlar.











(Mustafa AYDOĞMUŞ - SY DİNÇ)

.














Orfoz kaptan emeklilik günlerini geçirmek üzere Sığacık' a yerleşip deniz ve tekne dolu hayatına devam eder, emekli olup bir köşeye çekilmek yerine son nefesine kadar denizlerde olmayı hep dile getirir. Kopamadığı, vazgeçemediği maceralı deniz hayatı ve ilerleyen yaşına rağmen şifası yine deniz olmuştur. Eskiden sahibi olduğu "DİNÇ" teknesindeki ismi gibi dinç olur deniz ile. Sığacık'ta aldığı tekneleri donatıp denizleri arşınlamaya devam eder.



(Saki AYDOĞMUŞ)


Bir süredir hayalini kurduğu gençliğinde devamlı gittiği ve süngercilik yaptığı o denizlere son bir kez 85 yaşına rağmen yelken açmak ister. Sevdiği arkadaşı Habib ATINÇ ile satılık teknelere bakmaya başlarlar. Kafasında hayal ettiği dizayn ise, tek başına kontrol edebileceği kolay kullanımı, rahatlıkla abrayabileceği bir yelkenlidir. Karşısına İsveç yapımı MAXİ 68 serisi olan (boy 6,95mt. x en 2,35mt.) bir yelkenliyi beğenir ve alır. İç hacmi ve aerodinamiği formu ile tam aradığıdır.


Yelkenli teknesini kamyon üstünde nakliye ile Seferihisar Sığacığa getirttir.

Önce 2 ay evinin önünde planladığı seyir için eksiklerini bir, bir işler. O günlerde Teos Marina yönetiminin teklifi ile Teos Marina' da çekek yerine teknesini taşır ve daha rahat çalışmaya devam eder.

Sığacık' ta kullanmakta olduğu şirin gezi teknesinin ismi yine M/Y Orfoz Kaptan'dır. Yeni satın aldığı Teos marina' da revizyonu' nu yaptığı yelkenlisinde "S/Y Orfoz Kaptan 2" ismini koyar ve iskele baş omuzluğuna sevgili arkadaşı "Habib ATINÇ" ile birlikte yazısını heyecan ile yazarlar.


Planlamakta olduğu rota önce geze geze Bodrum, ardından yıllarca yelken açtığı gidip geldiği aşık olduğu Gökova , Çökertme, İngiliz limanı, Ballı su, Klopatra Sedir adası, Kargılı gibiydi. Planlarını yaptığı o günlerde Allahtan dileği ise; sıhhat ile emek verdiği bu yeni yelkenlisi Orfoz Kaptan2 teknesinin hem içinde yaşayabileceği hem de o eşsiz güzelliklere son bir kere daha görebilmeyi umut ediyordu.



. Mustafa AYDOĞMUŞ Kaptan ve Sünger Avcısı.

Hakkın rahmeti ile Nur içinde yatsın


İşte o günlerde TRT belgeseline de konuk olur (Deniz Yüzlü insanlar 9.bölüm)çekimleri yapılır.


Teknenin arma ve selviçelerini, mandar, iskota halatlarını, kamara da döner masası ve kuzinesini, kendi elleri ile yapar zehirlisi derken sonunda denize kavuşur.


Teos marina ve denizci arkadaşlarının yardımları için her birine ayrı, ayrı teşekkür eder.


Maalesef hayal ettiği gibi olmaz, ORFOZ KAPTAN 2 denizlerdedir lakin kendisi Hakka yürümüş. 17.01.2012 ' de vefat etmiştir.


Orfoz Kaptan ' ın dediği gibi.... DENİZ HÜRRİYET ' tir.


(Ömür ATİLA - Copyright © 2022 Hakları Saklıdır')








 
 
 

Comments


© 2024  Ömür ATİLA - Kişisel Web Sitesi - Tüm Hakları Saklıdır.

bottom of page