''GÜNEŞ in İZİNDEN'' ( 5.BÖLÜM)

SY GÜNEŞ' in yeniden Doğuşu (5.BÖLÜM)

Nedense ilk göz ağrım diye bahsettiğimiz o ilkler var ya... Bizi heyecanla benliğimizde izler bırakmış olan, deneyimlerimizi hayallerimiz ile bir adım atmamıza kavuşturan o ilkler.

İnsan nasıl unutulabilir ki ?

Aslında ilk defa bu kapıyı aralayan artık denizci adayı olma yoluna girmiştir. Deniz bir yaşam biçimidir. Yıllar sonra geç kaldığını düşünenler olabilir. Kesinlikle geç değil. Kiminin işi, kiminin hobisi olsada Denizler, tekneler, sualtı insanı mıknatıs gibi kendine çeker. Kimilerimiz denizci olmak için, denizle olabilmek için erken veya geç kaldığını düşünebilir. 2mt bir bota sahip olabilmek veya kiminde transatlantik boyutunda. Beklide henüz hiç bir somut şeye sahip olamayabiliriz. Ama zor değil, bu kapıyı aralamak için öncelikle gözlerinizi kapatın. Evet şimdi kapatın. !..................... İlk kez istediğiniz hayali kurmaktan sakın korkmayın......................Biraz heyecanlandınız mı ? İşte şimdi denize bir adım attınız. Unutmayınız, gün gelir hayaller elbette gerçeğe dönüşür. Bakın böylece denize bir adım daha yaklaştık.

Vesile oldu, olacak Belki ilk yüzme, dalış, ilk denize çıkış, belki yelken hışırtısı ile ilk seyir, veya okuduğumuz ilk deniz magazin makaleler, dergiler veya internette etkilendiğimiz ve olmak istediğiniz hikayenin baş kahramanı. İşte hepsi ilk hayalimiz ile başlar, ilk göz ağrımız oluverir ve unutulmaz.

Bir önceki yazımda, Şu an da kimlerin elinde ne halde olduğunu bilemeden umarım onlarında kalplerinin Güneşi olur. "GÜNEŞ" yelkenlisi diyerek, îçim buruk bir halde noktayı koymuştum.

Evet. Bizim de hayalimiz ilk göz ağrımızdı, belki o geçmiş yazıları okumayanlar olabilir. Şöyle bir küçük hatırlatma ile gidelim isterseniz. İngiltere donanması baş dizaynır "Robert PACKER" tarafından okyanus aşırı özelliklere göre dizaynı ile tarafımıza, ailemiz için projelendirilmişti 1980. Üç yıl tarafımızca komple tik ağacından inşası ile küçük ellerimizde değmişti her köşesine, hayallerimizi gerçeğe kavuşturmuştu. Deniz ile kucaklaşması 1983 yılı İzmir de. USKUNA arması, central havuzluk kullanımlı, iki ailenin rahat seyahati düşünülerek yelken kabiliyeti yüksek narin hatlı sportif- klasik yelken dizaynlıydı. O güzel ismi ile "GÜNEŞ".

Bizden sonraki ellerde Ataköy Marina'da üçüncü sahibi "Ali ARMAN" ile birlikteydi. Sonrasında bir haberimiz olmadı. Takibi kaçırdık beklide. Acaba hangi sularda, hangi ellerde ?, ne durumda ?, nasıl olduğundan uzunca bir zamandır, 16 yıldır habersizdik.

Lakin gazeteci ve deniz araştımacı " B.Hulusi GÜRBÜZ" ile paylaşımlarımız neticesinde, değerli katkıları ve araştırmaları ile çokta uzağımızda olmadığının, Marmaris'te yeni alıcısı nezdinde yenileme ve revizyonları yapıldığı müjdesini bizimle paylaşmış ve bizi ziyadesi ile mutlu etmişti. Kendisine teşekkürlerimi huzurunuzda tekrar bildirmek isterim.

Güzel olan ise artık değerini iyi bilen iyi bir dost elinde, üstelik aynı isim ile karşımızda bulduk yeniden. Çünkü "GÜNEŞ" ismi atalarımız Osmanlı döneminde büyük, büyük denizci dedelerimizin ticaret için Akdenizi arşınladığı yelken açtığı yıllarda bordalarında yazılı olan isimdi.

Güneş adı gibi, geçmişi ile yaşayan bir yelkenlidir. Proje , inşaasından itibaren hayatlarımıza güzellikle keyif ile girmiş ve mutlu etmiştir. Her kullanıcısına ayrı bir keyif , misafirine akıllardan çıkmayacak bir deniz aşk-ı sunmuştur. Özellikle Tüm gövde, güverte, direkler, gözle görebildiğiniz her ahşap tik ağacından tarafımızca inşaa edilmişti. Tik ağacı denizlerdeki en dayanıklı ağaçtır. Çeşitli deniz taşıtlarında artık günümüzde sadece dekoratif veya havuzluk , güverte kaplamalarında görmeye aşinayız. Bakımları gerekli şekilde yapıldığı taktirde 200 yıl üzerinde bir ömür vardır. Yani tabiri caizse aynı aileden bir kaç kuşak elden ele geçer.

Teknenin bugünkü sahibi meslektaşım değerli bir ağabeyimiz. Denizlerdeki büyük başarılı çalışmalarıyla uzun yıllardır bilinen Deniz yapıları inşası ve gemi kurtarma, batık çıkarma, yedekleme konularında uzman, duayen Mimar ve dalgıç "A. Enes EDİS " tir. Tarafınca uzunca zamandır takip edildiği bir, bir izlediği fakat bitap bir vaziyette bulup satın almış olduğunu öğrendik kendisinden.

( "A. Enes EDİS" tarafından satın aldıktan sonra, revizyon öncesi durumu)

(Maalesef gözlerimize inanamadık. Bazı yerleri öyle bir hale gelmiş ki, inanılır gibi değil.belkide kaderine terk edilmişti, yoksa bu hale gelmesi nasıl olabilirdi.)

(S/Y GÜNEŞ' in tekrar gün yüzüne çıkacağı dost ellerdeki revizyonu. Baş kasaradan sancak güverte, tekneyi iki ayrı Kısıma ayıran toplanma)

yeri central havuzluk ve Matafora'ya kadar kıç kamara üstü görünüşü. Kasara ve güvertenin orijinaline sadık kalarak yenileme çalışmaları.)

"A. Enes EDİS" in hasasiyeti neticesinde adeta Güneşimizin yeniden doğumu gerçekleşti. İlk günkü asaletine kavuşturmak için büyük bir çaba, zaman göstermiş, maddi manevi hıç esirgemeden revizyon çalışmalarının tamamını bitirmiş. Aslında Güneş'in ikinci doğumuydu bu. Ancak böylesine profesyonel ellerde bıkmadan, usanmadan bir nakış gibi ağır, ağır işlemiş adeta.

Hatta öyle bir güzelleşmiş ki ben bakmaya kıyamadım.

Ellerinize, emeğinize yüreğinize sağlık Enes bey.

(Revizyon sonrası, Güneşin en egzotik kamarasıdır. Eğik ayna sabit lombozlar ve sancak kıç omuzluktan görünümü.)

(Sancak kıç kamara üstünden pruvaya kadar genel görünümü. Şıkır şıkır yeni manikaları, vinçleri ve üst güverte tadilatlarının ardından bir başka güzel görünüyor, güverte üstü.)

(Revizyon sonrası, Sancak baş omuzluktan, sancak aborda görünüşü.( Gözlerimi kapattığımda o çocukluk günlerimiz geliverdi aklıma. Baş altı kamarada o lombozların dili olsa da anlatsa çünkü apaz seyirde mavide kaybolursunuz bazen yunusları bile görebilirsiniz)

GÜNEŞ' in sayenizde yeniden Doğuşunu gördük.''Edis'' ailesine sizlere kazasız belasız sıhhat ile hep güzel seyirleriniz olsun "A.Enes EDİS".

Kim bilir belki bir gün denizlerde yeniden karşılaşırız.

(Ömür ATİLA - “Copyright © 2022 tüm Hakları Saklıdır')

.